RUSYA’DA MİSAFİRLİĞE NASIL GİDİLİR?

Bu sitede herhangi bir ders kitabından veya herhangi bana ait olmayan bir materyal yoktur. Gördüğünüz bütün metin, okuma parçaları, ufak diyaloglar dâhil, benim tarafımdan yazılmış ve telif hakları saklıdır ©, veya ünlü yazarların tarafından yazılmış ve metin düzenlemesi benim tarafımdan yapılmıştır. 

        Yabancılar, Rusça çok iyi derecede konuşsalar bile, Rus toplumunda rahat olamıyorlar. Çeşitli durumlarda nasıl davranılır, hangi konular konuşulur, hangi hediyeler kabullenilir, bilmedikleri için olabilir mi? Bence evet. Kendimden biliyorum ki, toplumda rahat olmak için dili, kültürü,  adetlerini bilmek gerekir.

              Bugün Rus toplumunu biraz tanıyalım ve misafirliğe nasıl gidilir konuşalım.

              Rusya’da bulunduğunuz surede mutlaka tanıdıklardan misafirliğe davet alırsınız. Ruslar yazılı davetiyle ancak düğüne ve benzer resmi akşamlara davet ederler. Günlük hayatta sizi yüz yüze ya da telefonla davet ederler.  Genelde akşam saat 6-9 gibi davet alırsınız, yani akşam yemeğine. ‘Ne alayım gelirken?’ sorduğunuzda ‘ hiçbir şey. Siz gelin, yeter’ cevabı alırsınız. Fakat bu kibar sözleri ciddiye almayın, çünkü boş elle misafirliğe gidilmez genelde. Gideceğiniz evde çocuk varsa eğer, mutlaka çikolata, şeker veya oyuncak alınır. Ev sahibi olana bayana da çiçek alınır.

               Çiçek ayrı bir konudur. Tek sayıda çiçek almalısınız, çünkü Çift sayıda çiçek cenazeye alınır Rusya’da. Beni bu durum üzüyor olsa da, istatistiğe göre Rus toplumunun  %70 hediye edilen çiçek rengine önem verir. Bu yüzden bilelim: beyaz renk – saflığın sembolüdür, ayrıca geline düğünde hediye edilir. Kırmızı renk – Sevinç, aşk, zafer ve cesaret ifadesidir, erkeklere de kırmızı çiçek hediye edilir. Sarı renk -  ayrılık, kıskançlık ve ihanet ifadesidir, ağırlıklı sarı renk olan buketlerden kaçınmalısınız. Ayrıca Çin’de olan durumun aksine, Rusya’da yapay çiçek hediye edilmez.

              Doğum gününe gidiyorsanız eğer, mutlaka bir hediye almalısınız. Bir meşhur Rus şarkının şöyle sözleri var: ‘ Hediyen değil, sevgin benim için önemlidir’. Hediyenin fiyatı değil, duyarlık, özen, hoşgörü gibi duygularına önem verilir. Bu yüzden hediye verirken bu tür sözleri sık duyarsınız…’ bu pastanenin bu pastasını sevdiğinizi duydum…’ ; ‘ Bunu çoktan istediğinizi ve aradığınızı duydum…’; ‘ bir koleksiyon yaptığınızı duydum ve dikkatinizi çeker düşündüm…’ Anlaşılan kendinize göre değil, hediyeyi alan kişiye göre seçim yapmalısınız…

              Pahalı hediyeleri ise, düğüne ve yıl dönümüne alınır. O zaman yakınlar tarafından para toplanır, hediye tartışılır ve ortak olarak alınır.

Misafirliğine geldiğinizde, içeriye ayakkabıyla geçmenizi isterler.  

Çoğu Avrupa ülkeleri gibi, Rusya’da iş hayatının dışında soyadı ile hitap etmezler. Gençler için isim, ileri yaştaki insanlar için ise isim ve baba adı geçerlidir. Türkler için bu durum biraz garip ve zor olabilir, fakat buna dikkat etmelisiniz.

Ev sahipleri size evi gezdirmezler. Fakat yazlığa veya yayla evine davet aldığınızda size evi de bahçesini de mutlaka gezdirir gösterirler.

               Sofraya gelince; yemek çeşitli mezelerden ve salatalardan başlar, sonrasında sıcak yemekle devam eder. Rus mezelerini tercih eden Ruslar (çeşitli mantar, çeşitli turşu, çeşitli balık, havyar, jambon ve salam) sıcak konusunda milliyetçi değiller ve sıcak yemek olarak dünyanın her mutfağından yemek karşınıza çıkabilir. İçkiyi herkes zevkine göre seçer ve içer, masada çeşitli içki bulunur. Fakat içerken, ne için içildiğini önceden söylerler. Ev sahibinin sağılığı, çocuklar, aile, gelecek için dilleğinizi vs. Genelde sofrada oturan herkes birkaç kelime söylemeli, hazır olun, sizden de istenebilir. Küçük bir aradan sonra kahve, çay ve tatlı servisi yapılır. Ev yapımı pastaları ve reçelleri o sırada görmek mümkündür, övmeyi de unutmayınız.

               Yemek 3-4 saat sürer. Yemek sırasında Ruslar sohbet eder, fıkra ve hayattan hikâyeleri anlatır. Ayrıca işi ve siyaseti de tartışırlar. Fransızlar derler ki, iki Rus’un olduğu yerde gürültülüdür. Ve bu bir gerçek, Ruslar sesli, duygusal bir şekilde sohbet ederler. Asya ülkelerinde misafir ev sahibinin sözüne mutlaka katılmalı, itiraz etmemeli ve tartışmamalı. Rus toplumunda öyle değil. Kendi düşüncesini kibar ama açık bir şeklinde ifade etmeyenleri samimiyetsizlikten suçlarlar ve önyargılı bakabilirler.

              Fakat Rusya’da ‘mutfak misafiri’ diye bir kavram vardır ve davetlerin %80 böyle gelir size.  Bu tarz yemeğe özel hazırlanmazlar. Evde ne bulunursa sofraya konur, misafir ne getirirse sofraya konur. Ya da yolda geçerken restorandan yemek alınır. Size terlik teklif ederler ve mutfağa geçmenizi isterler. Sizinle konuşurken sofrayı hazırlarlar, sizden de yardım kabul ederler. Maksat sohbet etmektir. Rusları tanımak, anlamak ve hissetmek istiyorsanız, Rus mutfağından daha iyi bir yer bulamazsınız. O meşhur Rus mutfaklarında her konu konuşulur ve insanlar açık ve samimi olur.

              Arkasından ‘ Kapımız size her zaman açık. İstediğiniz zaman gelin’ sözlerini eğer duyarsanız, bunların boş sözler olmadığını bilmelisiniz…